Çocuklarda Ergoterapi ve Erken Müdahalenin Önemi

Beyin gelişimi anne karnında başlar ve doğum sonrasında da yaşanan deneyimlerle bağlantılı ilerler. Doğduğu zaman bir bebeğin beyninde ona bilgi taşımakla görevli yaklaşık 100 milyar beyin hücresi (nöron) vardır, ancak bunlar henüz birbirlerine bağlı değillerdir. Bilgi taşımaktan kast edilen sadece akademik bilgi değildir. Temel yaşam becerilerimizi sürdürmek, duyularımızla çevremizden bilgi almak, konuşmak, yürümek, düşünmek, gibi temel fonksiyonlarımızı gerçekleştirmek için gereklilerdir. Çocuğumuzun çevresinden aldığı her yeni uyaranda, deneyimlediği her yeni hareketle, girdiği her etkileşimle nöronlar “sinaps” adı verilen bağlantılar oluştururlar. Bebeğin çevresindeki dünyayı deneyimlemesi, anne baba gibi bakım veren kişilerle iletişim ve etkileşimde bulunup bağ kurması halinde nöronlar arasında müthiş bir hızda bağlantılar oluşur (8. Ayın sonunda yaklaşık 1 trilyon sinaps oluşmuş olur). Zengin bir çevrede bol uyaranla ve bol iletişim etkileşimle büyüyen bebekler bu konuda oldukça avantajlıdır. Ancak bu anlamda ihmal edilen çocuklar beynin ‘Bu bağlantıyı kullanmıyorsan buda gitsin’ özelliği yüzünden ilk aylarda oluşan bağlantıları da kaybediyor. Beyin çevre ve sosyal etkileşimden mahrum kaldıkça besinsiz kalıyor ve gelişemiyor.

Beynin yapısı ve gelişimi temelde üç ögeye bağlıdır: genetik, çevre ve deneyim. Bir piramit hayal edin. Adına Öğrenme Piramidi diyelim. Piramidin her bir basamağı bir gelişim becerisini göstersin. Çocuk en temel gelişim basamağından başlayarak üst basamaklara doğru gelişmeye devam eder. Çocuk yaşına göre sahip olması gereken becerileri; uyaran eksikliği, uygunsuz çevre, yetersiz deneyimleme gibi durumlardan kaynaklı sahip olamayabilir. Günlük yaşamında bağımlı bir birey olması, yaşıtlarına ayak uyduramaması, özgüvensiz olması, iletişim becerilerinin gelişememesi vs. çocuğunuzun becerilerindeki gecikmeyi işaret eder. Çocuğun beynindeki bağlantıları çocuğa uygun anlamlı ve amaçlı aktivitelerle arttırarak öğrenmesini ve öğrendiklerinin kalıcı olmasını sağlamak Ergoterapistler olarak nihai amacımızdır. Bu amaç doğrultusunda çalışıldığında çocuk günlük yaşamında bağımsız, amaca uygun hareket eden, okul ortamında mutlu bir bireye dönüşür.

  Okulöncesi çocuğun bedensel ve zihinsel anlamda en hızlı geliştiği yıllar olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında okulöncesi dönemin çocuğun duygusal ve sosyal gelişimi ile kişiliğinin oluşumunda en önemli zaman dilimi olarak bilinir (Erkan, 1993; Oktay, 1999). Bu nedenle erken çocuklukta müdahale çok önemlidir. İhmalin beyin gelişimini olumsuz etkilediği ve gereken müdahaleler yapılmazsa çocukların zeka, duygu ve kişiliklerinin sorunlu geliştiği unutulmamalıdır.